top of page

Ox-y-Moron

 

Ox-y-Moron serisinde,  köylüsü ve aydınının el ele verdiği romantik bir çağın ardından, yavaşça 21.yy küresel kapitalizmine eklemlenen bu ülkenin hallerine ait resimler yer almakta.

 

Eserler,  adet olduğu üzere gaz ve toz bulutuyla; entropi ile başlıyor. Daha sonra Işık içinde üreten çiftçilerin resimlerine yer verilmekte.  Bu resimler aslında geçmişe; romantik bir çağa, cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda köy enstitüleri ile başarılan aydınlanmaya bir gönderme. Hem çiftçi, hem düşünür hem de sanatçı olma hayalini gerçekleştirmiş bir kuşağa karşı saygı duruşu bu resimler. Köylünün kendi toprağının efendisi olduğu, sadece ekonomik olarak değil, kültürel olarak da zenginleştiği bir hayalin resimleri. 

Ardından toplumsal hayatımıza giren boğaya  ait resimlere yer verilmekte.

 

Eserlerde  boğa  güçün ve iktidarın simgesi olarak ele alınmakta.  Eserlerde boğanın iktidarın vazgeçilmezi kapital ve kapitalin sarayı borsanın da simgesi olduğundan  ve günümüzde ekonomik ve politik olarak egemen olan sistemin; hacmi, kontrolsüz kuvveti ve bugünden sattığı vaad edilmiş olan gelecek ile damızlık bir boğayı çağrıştırdığından yola çıkılıyor.

Sonra yer verilen dozer resimleri ise geleceğin resimleri olarak kurgulanmakta. Boğa çağrışımları derken akla gelen bulldozer görseli yolu ile; kontrolsüz güçün  sıklıkla yanında yıkımı da getiriyor olması çağrışımı ile  simge olmuş bina ya da mekanlara karşı maruz kalınan  tehditin  görselleştirilmesi denenmekte.

 

Neden OX-Y-MORON?

Bilindiği gibi “Oksimoron” birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılması ve bu şekilde oluşturulmuş ifade için kullanılıyor. Günümüzde kendimizi ezene hayranlık duyuyoruz, hemen hiç kontrolümüz olmayan alanları  yönettiğimizi sanıyor, adeta bir yanılsama içinde yaşıyoruz. Ve zavallı öküzü bir aşağılama sıfatı olarak kullanıyoruz; sanki kendi akıl sağlığımız çok yerindeymiş gibi.

 

 

 

bottom of page